BLOGGER TEMPLATES AND TWITTER BACKGROUNDS »

25 Şubat 2010 Perşembe

ANTİK MISIR TAKVİMİ

Eski MISIR medeniyeti, daha o dönemlerde, dünyanın ve diğer diğer gökyüzü cisimlerinin hareketlerini incelemeye başlamışlardır.  

Gökyüzü olaylarını dini açıdan yorumlamışlar. Gök cisimlerini tanrı olarak kabul etmişler ve gökyüzündeki olayların da tanrıların faaliyetleri olduğuna inanmışlardı.

Mısır piramitlerinin yerleştirilmesi büyüklükleri ve konumları rastgele değildir.
Bazı mezarlar, içinde yatanların doğduğu ve öldüğü gün ışık alacak şekilde tasarlanmıştır.

Gökyüzü, eski Mısır’ın rahip-astronomlar için pratik faydası olan bir araçtı.
Zamanı tayin etmek için gökyüzüne başvururlardı.
Güneşin gökyüzündeki yıl boyu süren hareketini belirlemede takım yıldızlar kullanılırdı.

Mısırlılar son derece yeterli bir takvim icat etmişlerdi.
Bu takvim astronomi bakımından fazla gelişmemiş olsa bile, eski çağların en ileri resmi takvimiydi.


Eski Mısır’da belki de daha MÖ IV. binden itibaren kullanıldığı sanılan medenî takvim, ilkel bir ay takvimiyle, Nil nehrinin kabarmasına (ve dolayısıyla mevsimlere) göre ayarlanmış bir ziraii takvimin karışımından ibarettir. 

Yıl 365 güne ayrılmıştı: 30’ar gün çeken 12 ay ve 5 tamamlayıcı gün  

Aylar her biri 4 ay süren 3 mevsime ayrılmıştı:
Akhet (taşkın)
Peret (toprağın sudan çıkması=kış)
ve Şemu (kuraklık=yaz)

Aylar özel bir adla değil, ait oldukları mevsim içindeki sıralarıyla anılırdı. 
(Akhet’in 3. ayı gibi)

Nil’in kabarması aşağı yukarı, gökyüzünün en parlak yıldızı Sothis’in (bugünkü adıyla Sirius), uzun süre kaybolduktan sonra, şafakta gökyüzünde yeniden görüldüğü güne dek düşüyordu.
Bu astronomik olay yılın başlangıcı, Akhet’in ilk aynın birinci günü sayılırdı.
365 günlük mısır yılı, dönence yılına oranla yaklaşık 0,25 gün eksikti.
Bu yüzden yılbaşı yavaş yavaş mevsimlerden sapmaktaydı.
Dengenin yeniden sağlanması için aradan 1461 yıl geçmesi gerekti (bu süreye Sothis dönemi veya büyük yıl adı verildi). 




 Bir gün = 24 saat 

Bu rakamın güneş saatini ilk kullanan Mısırlılardan kaynaklandığı sanılıyor.

Yere dikilen yüksek bir taşın gölgesi sabah batıya, akşam doğuya düşüyordu ve Mısırlılar bu arayı altıya bölmüşlerdi. 
Dolayısı ile bir gün 24 bölüm oluyordu.
Mısırlılar günlerini güneşin doğusundan itibaren başlatır, eski ayın şafakta kaybolduğu anı yeni kamer ayının başlangıcı sayarlardı.

Gün eşit olmayan 24 saate bölünür, gündüz ve gece ayrı ayrı 12’şer saate ayrılırdı.

0 yorum: